Rastgeldi…Grida(lahos) nasıl avlanır?

Birden sazan avlarım için kullandığım 50 lik albastar gold makinamın makarasından vıııjj sesleri ile dandik sert misinam boşalıyordu. Yerler kum , ufukta deniz kayboluyordu……..
Sabahın erken saatlerinde gelmeyen misafir , plaja gelen tatilcileri bekliyordu sanki. Kıyı boyu insanlar , yüzmek için kumsalları tutmuştu. Dar bir alana sıkışan oltacılar özel plaj ve otellerden kendilerine ancak 100 metre kadar alanı kullanabiliyorlardı. Kilometrelerce sahillerimiz var oysa cennet Türkiyem
Daha ilk tatil günümüz Konya Antalya karayolunu kat edip , Teyzemlere gelmiştik. Küçük kuzen ”abi merak etme sabah kalkar balığa gideriz ”demiş fakat bilgisayardan kafayı kaldırıp yatağa gittiğnde zaten sabah ezanı okunuyordu.
Neyseki sabah babam kalkmış , her ne kadar balıkavını sevmesede bana eşilk edecekti.
Yol yorgunluğunu üzerimizden atmış , yegane zevkimiz olan balıkavına doğru arabamızla ilerliyorduk. Yer Antalyanın Lara bölgesi. İstikamet şehir ,arkamızda kalcak şekilde ilerliyorduk. Yolun sol kenarında birde baktım ki avbayisi açıktı. Daha hava aydınlanmamıştı ve içeriden oltacılar malzeme alıp çıkıyordu. Dedim heralde canlı yem kurtcuk alıyorlar. Durdum bende boru kurdu alayım dedim. Satıcı bana 5 liralık sülünes ve adını unuttuğum küçücük karideslerden verdi.
Sordum buralarda nereye gitmeliyim av için . Bana titanik otele varmadan TRT plajının yanında küçük bir yer var. Orada bulursun oltacıları dedi. İnşallah diyip ayrıldım
Topu topu 10 dakikalık yolculukla mekana ulaşmıştım ve kolayca buldum. Vakit kaybetmeden oltarımı suya atmayı ve yeni aldığım atçek ekipmanlarımı kullanmayı düşünüyordum , şansıma ne gelirse

Kıyı şeridinde yerimi alırken sonradan beni tebrik etmeye geleceğini bilmediğim oltacılara rastgele diyordum. Hemen boş bir yer bulup atçek için yeni aldığım iki parçalı shimano kamışı deneme fırsatıda buldum. Kestiğim siülünesleri kancaya takıp oltayı yakına atıyor çok sık vuruş alıyordum. Derken yanımdaki yaşıtım oltacıların tutmakta olduğu balıklara gözüm ilişti .Bunlar parmak kadar adını bilmediğm üzeri pulsuz balıklardı. 15 -20 tane bunlardan tutmuşlardı.
Bu balıklar benim oltamada vuruyor, kancaya takılmadan yemleri alıp gidiyorlardı. Dedim bir tane tutarsam eğer sizden büyük balık için canlı yem yapacağım. Hemen bir tane oltama takıldı. Fakat bunu acıyıp , canlı yem yapamadım. Bir müddet sonra ölünce kuyruk ve baş kısmı iki kısım olcak şekilde ortadan ikiye kesip , uzun palalı bronz iğnelere taktım. Beden iki uzun palalı kanca ve bir iskandil kurşundan ibaretti. Bunu 3 metrelik albastar nature kamış ile 40 -50 metre uzağa attım.


Aynı bu şekilde diğer surfkamışımda atıp dayamağa dayadım. Kalamalarınıda gevşettim. O vııjjj sesini bekliyorum artık ya gelirse……..
Bu arada ilk spin kamışım ve buna bağlı levrek için tavsiye edilen Pelican Conan 45 ‘e uyum sağlayıp. Bitirim ikili gibi olmayı planlıyordum. Aldğım ragloular ve sahte balıklarla atışlar yapıyor. Spin kamışların tadına yeni yeni varıyordum. NE kadar hassasmış bunlar yahu , incecik hafif, sazan içinde kullanmalyım diyordum. Bir saat kadar böyle vakit geçirirken işte o SES
VIIIIJJJJJJJJJ J J

Hemen yeşil renkteki albanature kamışımı elime aldım. Gold50 liğimin önden kalaması hafif sıktım. Kamışı yukarı yönde hafif asıldım. Amatör ruhumla cevat abiden hediye gelen kepçeyi babama eline almasını söyledim. Makinanımın kolunu biraz çevirip sonra kalamayı biraz daha sıkmadan Hemen misinama baktım. Kalınca 50 lik misina olduğunu ve bedende kullanılan misinanın sağlam oldğuna kanaat getirince sarmaya başladım. İnşallah yenmeyen balonbalığı yada süpriz birşsey çıkmasın diye dua ediyor , gelecek balığıda merak ediyordum.
Balık henüz görünmüyor bu aradada ben babama balığın kepçeyi görmeden arkadan kepçelemesi hakkında telkinde bulunup kendimi rahatlatıyordum.
Derken balık kıyıya iyice yaklaştı , misinayı sağ sola gezdiriyordu. Son bir sarım ve babamın kepçelemesi ile kendimi pehlivanlar gibi kumda balığın üstünde bulmuştum . Balık kuma bulanmış , bende kancayı midesinden çıkartıp fotoğraf çektirmenin derdindeydim. Zaten bu arada yakındaki oltacılar yanımıza gelmişti.
Olimpiyatları kazanmış bir sporcu gibi tebrik edildikten sonra fotoğrafları çekme fırsatı buldum. VE ikincisi niye gelmesin diye oltalrımı tekra atmıştım.
Güneşin kendini hissettirmesi ile birlikte bu balığın denizde tuttuğum en güzel ve en büyük balık olması nedeni avı bitirdim. Bana tebrik için ve balığı görmek için gelenler balığın ne olduğunu bilmiyorlardı.
Dönüş yolunda yem aldığım balıkçıya uğrayıp , bu balık nedir yenir mi yenmezmi diye sordum. Oradakiler yerdeki balıktan gözlerini kaldırıp , sen yabancısın der gibi ” bu balık yenmez mi kardeşim , bırak git yemeyeceksen, en kıral bu balık dediler. Göğsüm kabarık şekilde ordan ayrıldım eve geldim. Herkes kahvaltı için uyanmıştı. balığı göstermeyim sakladım. Sordular ‘yine tutamadın mı birşeyler ‘ diye yok dedim. Herkesin hevesi kursağında kaldıktan sonra balığı gösterdim . Büyükce bir borcama koyup , benle balığa gelemeyip uykuda olan kuzene balığı gösterince uyandırdım.evde şenlik havası
buda GRİDA sı

Levreklerinefendisi forumlarından
www.levreklerinefendisi.com/forum
Forum dostlarına ve ergin balıkçılığa bloğumdan sevgilerimle

Published in: on 11/10/2009 at 13:01  Comments (2)  
Tags: , ,

The URI to TrackBack this entry is: https://aliselim66.wordpress.com/2009/10/11/rastgeldi-gridalahos-nasil-avlanir/trackback/

RSS feed for comments on this post.

2 YorumYorum bırakın

  1. web siteniz çok güzel başarılarılarınızın devamını dilerim….

  2. sizi tebrik ederim gerçekten adama av a dair ilham veriyorsunuz..


antalya rehber | antalya rehberi | antalya firmalar | antalya otelleri | antalya haber | antalya oteller için bir cevap yazın Cevabı iptal et